POLİSİN SİYASETE BAKIŞ AÇISI VE POLİS-SİYASET İLİŞKİSİ

Türk Polis Teşkilatı diğer bütün sosyal sınıflar gibi siyasetin olumlu ya da olumsuz faaliyetlerinden etkilenmekte ve bu etkinin sonucu olarak da kendisini konumlandırmaktadır. Kanunların ve yönetmeliklerin günümüz şartlarına uymaması ve anti demokratik yapıları sebebiyle bu konumlanma geçmişten günümüze siyasal iktidarların arka bahçesi izlenimi vermektedir. 1934 yılında çıkarılan Polis Vazife ve Selahiyet Kanuna göre iş ve işlemlerini yürüten, 1937 tarihli Emniyet Örgütü Teşkilatı Kanuna göre teşkilat hiyerarşisini oluşturan, 1979 yılından kalma Emniyet Örgütü Disiplin Tüzüğü ile idari soruşturma geçiren bir teşkilatın siyasal partilerin arka bahçesi olmama gibi ya da o şekilde görünmeme gibi bir lüksü yoktur. Disiplin Tüzüğü 1979 yılından 2017 yılına kadar hiçbir değişiklik göstermeden devam etmiş, 2017 yılında ise KHK ile tepeden inme bir şekilde değiştirilmiştir. Öncekinden daha ağır ve daha yoğun cezalara sebebiyet veren bu tüzükle Emniyet teşkilatı daha da ağır baskılara maruz kalmıştır.

Bütün bu baskılar, polislerin siyasal partilere bakış açılarında devrim niteliğine gelecek etkilere sahip olmuştur. Çoğunluğu Anadolu insanı diye tabir ettiğimiz milliyetçi-muhafazakar ailelerden gelen polisler yetiştikleri sosyal çevrenin de etkisiyle milliyetçi-muhafazakar saiklerle hareket eden siyasal partilere kendisini yakın hissetmiş ve oy tercihlerini bu minvalde kullanmışlardır.

Son yıllarda Emniyet çalışanlarının tercihlerinde yoğun değişimler olduğu gözükmektedir. Sendikal Hakkı bulunmayan polisler, haklarını aramak ve seslerini duyurmak için sosyal medyada örgütlenmekte, sosyal medyadan tepkilerini dile getirmektedir. Bu tepkilerin yoğunlaştığı ana merkez ise milliyetçi-muhafazakar partiler olmaktadır. Tepkilerde işlenen ana düşünce ise var olan iktidardan ümitlerinin kesildiği bir daha bu iktidara oy vermeyecekleri yönündedir. Sosyal medyada bu tepkiyi veren polislerin hangi siyasal partiye yöneleceği ise muallaktadır.

Sosyal medyadan fikrini beyan eden polisler; geçmişten günümüze gelen düşünce yapıları ve siyasal partilerin kapsayıcı ve inandırıcı projeler ortaya koymadığı gerekçesiyle mevcut iktidara kesinlikle oy vermeyeceğini belirten polisler, muhalefet partilerinin de kendilerine yönelik duruşlarına inanmadığını belirtmektedirler. Yine Sosyal medyadan fikrini beyan polisler, iktidarda olan partilerin kendilerini kullandığını, muhalefette olanların da oy alabilmek için söz ve vaatlerde bulunduğunu, onların da iktidara geldiğinde bu sözleri unutacağını ve haklarının verilmeyeceğini düşünmektedir.

 Polisler ile yaptığımız görüşmelerde, sohbetlerde; sendikal hakkını vermeyen, çalışma şartlarını düzenlemeyen, mobbing ve baskılarda bulunan siyasal iktidarın yerine bütün bu kronikleşmiş sorunları çözecek ve bunları yaparken de kendisi gibi hisseden partiler ve milletvekillerini destekleyeceklerini beyan etmektedirler. Bir çok polis ‘’bu iktidara oy vermem ama muhalefet partilerine de oy vermeyeceğim. Çünkü onlar da bizimle birlikte değil, bize dokunmuyorlar ve sorunlarımızı çözecek faaliyetlerde bulunmuyorlar’’ diyerek yorumlar yapmaktadır. Geçtiğimiz aylarda Twitter adresim üzerinden başlattığım Siyaset Kurumunun Polise Bakış Açısını Nasıl Görüyorsunuz? Sorusunun yöneltildiği ve 3000 katılımcının oy verdiği ankette; katılımcıların %84’ü “SAMİMİ DEĞİLLER” cevabını vermiştir. Buradan da görüleceği üzere polisler siyaset kurumuna güven noktasında sıkıntı yaşamaktalar ve siyasetçileri samimi bulmamaktadırlar.

Polislerin siyasal partilere bu denli güvensizliğin ana sebebi görevlerini icra ederken yapılan baskı ve mobbinglerdir. Siyasetçilerin kendilerine ya da kendi çevresine yönelik herhangi bir işlem yapıldığında takındığı tavırlar polislerin parti ayrımı yapılmaksızın partilere ve siyasetçilere olan güvenini sarsmasına sebep olmuştur. Bu güvensizliği gidermenin ve polislerin güvenlerini kazanmanın yolu onları görevlerinde rahat bırakmaktan ve özlük haklarını çağın gereklerine göre düzenlemekten geçmektedir. Polislerin siyasete bakış açısını değiştirebilmek için kronikleşmiş sorunlarının kararlılıkla üstüne gidilmeli ve onların Sendikal hakkı-Fazla Çalışma Ücreti, Mobbingler, İntiharlar gibi  sorunlarına kapsamlı çözüm önerileri ve projeler getirilmelidir.

Siyasal Partilerin en büyük yanılgısı polislerin yukarıda bahsi geçen sorunlarıyla ilgili yeterli projeleri olmaması bununla ilgili yapılan projelerin ve seçim vaatlerinin de sağlam temele dayanmamasıdır. Diğer bir yanılgı ise polis oylarını elde edebilmek için Emniyet içerisinde görev yapmış Genel Müdür ve müdürlerin polisin temsilcisi gibi algılanarak milletvekili adayı yapılmasıdır. Örneğin polislerin en çok mağdur olduğu dönemlerden bir tanesi polis içerisinden gelen Mehmet AĞAR ve Sadettin TANTAN dönemidir. Polisler bu dönemde yaşadığı sıkıntıları ve travmaları hala atlamamıştır. Sadettin TANTAN döneminde polisler Kırıkkale tabancalarının tutukluk yapması ve bir çok meslektaşının bu sebepten şehit olması  dolayısıyla cumhuriyet tarihinde ilk defa gösteri yürüyüş yapmışlar ve yaşadıkları sıkıntıları dile getirmişlerdir. Tamamen barışçıl olan bu yürüyüş sonucunda bir çok polis meslekten ihraç edilmiş geriye kalan kısmı da ağır cezalara ve sürgünlere tabii tutulmuştur. Bu olay bile polis-siyaset ilişkisinde polislerin ne kadar dezavantajlı ve savunmasız olduğunu göstermektedir. O günden bu zamana polisin özlük haklarından tutun da kendini baskılara karşı savunmasına kadar bir çok konuda herhangi bir örgütlenmesi bulunmamaktadır.

 2012 yılında kurulan EMNİYET-SEN bu boşluğu doldurmak için kurulmuş olsa da FETÖ’nün Emniyet yapılanması tarafından meslekten ihraç, sürgün gibi cezalara tabii tutulması ile bu örgütlenme yok edilmeye çalışılmış, EMNİYET-SEN yöneticilerinin sendikal hareketi bırakmaması üzerine de sendika çeşitli ayak oyunlarıyla kapatılmış ve faaliyet yürütmesine engel olunmuştur. Halbuki, polis teşkilatı ile siyaset kurumu arasında köprü görevi görecek olan bu sendika kapatılmamış olsaydı hem emniyet içerisinde FETÖ tipi yapılanmalar çalışma imkanı bulamazdı hem de polis-siyaset ilişkisi gerektiği gibi bir düzeme otururdu. Polislerin haklarını arama konusunda örgütlü olamaması sahipsizlik hissi doğurmuş ve siyaset kurumuna güveni sarsmıştır. Bu da polislerin oy tercihlerinde apolitik bir tavır takınmasına neden olmuştur.

Polislerin siyasete bakış açısını düzeltebilmenin yolu ise, Çağdaş bir meslek kanununun  çıkartılarak diğer bütün çalışanların sahip olduğu örgütlenme hakkını vermekten geçmektedir. Örgütlenme hakkı bulunan polis; İnsani Çalışma koşullarını elde ederek, Fazla Çalışma Ücreti, Özlük Hakları, Mobbingler, Tayinler gibi sorunlarını çözüme kavuşturarak, daha mutlu ve huzurlu bir iş ve özel yaşama kavuşur. Bunun sonucunda da iş yaşamında verimlilik artar. Böylece kamu hizmetlerinde daha verimli olunur. Görüleceği üzere polisin örgütlenme hakkını elde etmesi kamunun yararınadır. Ayrıca örgütlenme hakkı elde eden polis, yaşadığı sorunlarda yalnızlık hissi yaşamaz ve intiharlarda da belirgin oranda düşüş yaşanır.

Bütün bu sorunların çözümü için siyasal partilerin, sorunun kaynağı olan Emniyet yöneticilerinden değil de sorunun mağdurları olan Emniyet personelinden sorunları dinleyerek, sorunların çözüm yollarını birlikte bulacağı, bir komisyon oluşturması gerekmektedir. Bu komisyon Emniyet personelinin sorunlarına bütüncül yollardan yaklaşacak ve sorunları bizzat yaşayanlardan öğrenecektir. Böylece siyasal partilerin Emniyet teşkilatına sunacağı projeler; gerçekçi, bilimsel ve sorunları objektif şekilde ele alacaktır. Bu şekilde hazırlanacak olan projelerin emekli ve çalışanıyla 500 bin mensubu bulunan ve kendisi de bir seçmen olan Emniyet Teşkilatında görev yapan personel nezdinde inandırıcılığı olacak ve bu projeyi hazırlayan siyasal partilerin samimiyetine inanılacaktır. 500 bin mensubu ve aileleriyle birlikte 2 milyon seçmeni bulunan Emniyet Teşkilatının oy potansiyelinin göz ardı edilmemesi gerektiği aşikardır.

Saygılarımla…

                                                                      Faruk SEZER

                                                            Emniyet-Sen Genel Başkanı

                                                        Polisin Sesi Platfortmu Sözcüsü

Similar Posts

3 Comments

  1. Tebrik ederim Çok güzel bir yazı olmuş. Inşaallah siyasetçiler de görürde polis teşkilatının halini anlamış olurlar.

  2. Sendikamızı kapatan, keyfi 12-12 çalıştıran, polis 24 katı çalışacak istemeyen bıraksın diyen zihniyete biz oy vermeyeceğiz zaten.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir