POLİSLER YARGILANACAK! YA DİĞERLERİ?

Somali Cumhurbaşkanının oğlunun Yunus Emre GÖÇER isimli vatandaşımıza araçla çarpıp öldürmesi ve devamında şahsın serbest bırakılıp yurtdışına kaçması ülke gündemine oturdu. Olayla ilgili çeşitli iddialar ortaya atıldı. Bunlardan birisi de polislerin, merhum Yunus Emre GÖÇER’in ailesine eşinin intihar ettiğini söylediği yönünde. Özel konuşmalar hakkında bilgi sahibi değiliz. Ancak konuya resmi evraklar üzerinden bakacak olursak;

Polisler ilk andan itibaren olayın intihar değil kaza olduğunu net şekilde belirterek nöbetçi savcı ile görüşüyorlar. Bu görüşme de tutanak altına alınıyor.
Nöbetçi savcı ise şahsın mevcutlu olarak değil de dosyanın ikmalen getirilmesini yani şahsın serbest bırakılıp, dosyanın savcılığa daha sonra getirilmesini istiyor.

Nöbetçi Savcı, şahsı mevcutlu isteyip, mahkeme de yurtdışı yasağı koysa bu sorunların hiç birisi olmayacaktı. Trafik polisleri ilk incelemeye göre, kameraları incelemeden şüpheliye kusursuzluk verse dahi daha sonra kameralar incelendiğinde kusuru ortaya çıkmış olacaktı. Böylece şahsın yurtdışı çıkış yasağı olduğu için de yakalanması kolayca sağlanacak ve şüpheli şahıs adalet önünde cezasını çekmiş olacaktı.

Polisin Sesi Platformu olarak kamuoyuna bütün bu gerçekler eşliğinde soruyoruz:

Bu üzücü olayda suç kimde?
Suç, detaylı kamera inceleme imkanı olmadan bir an önce ön rapor tutmak zorunda olan polis memurlarında mı? Yoksa şahsa gözaltı verdirmeyip mahkemeye sevk ettirmeyen ve yurtdışı yasağı talep etmeden serbest bıraktıran savcıda mıdır?

Polisler de suçluysa yargılansın, ancak “vurun abalıya” mantığı ile günah keçisi aramak da adil değildir. Öncelikle kusuru daha yüksek olan adli mercilerin de yargılanması en adil olanıdır.