MERHABA

MERHABA

Sayın Kamuoyu, Sayın Emniyet Teşkilatı çalışanları, değerli dostlarım, kıymetli dava arkadaşlarım;
Şerefimle ifa ettiğim, hakkın ve mazlumun yanında durmayı kendime hep şiar edindiğim Polislik görevimden 2018 yılında emekli olmuş bir meslektaşınızım…
Meslek hayatım içerisinde birçok hukuksuz işleme şahit oldum, bazılarının da mağduru oldum.
Teşkilatımızın başındaki yöneticilerin, meslektaşlarının hakkını aramadığını, özellikle yok sayıldığımızı gördüm. Hakkını savunanların ise türlü-türlü entrikalarla susturulduğuna şahit oldum. Allah’a şükürler olsun ki; haksızlık karşısında kılıcım hep keskin oldu. Namerdin entrikası beni yıkmadı, yıldırmadı. Hep karanlığa bir ışık olmak için çabaladım. Baskılar karşısında yılgınlık gösterenden, satanlardan, kaçanlardan olmadım. Yıkılmadım, yıktırmadım.
Başaracağım inancıyla; ‘mert dayanır, namert kaçar; meydan gümbür-gümbür gümbürdenir’ diyerek bir avuç meslektaşımla; haklı ve mağdur olan meslektaşlarımın sesi olmak için 2012 yılı sonunda Emniyet-Sen’i kurdum ve sonrasında yapılan Genel kurulda SEÇİLMİŞ Genel Başkanı oldum.
Çıktığım yolda; ihanet, iftira, gammazlama gördüm. Yanımda durmak yerine köstek olanlarla, bir yerlere yaranmak için kutsal değerlerini satan omurgasızları da gördüm. Bunların yanında dimdik, eğilmeden, bükülmeden yanımda, arkamda duranları da…
Şüphesiz bunları ben nasıl hatırlıyorsam, tarih de hatırlayacaktır. Ben yılgınlık gösterenlere, satanlara, kaçanlara hakkımı helal ettim, ama davamı helal etmedim.!
Yüz binlerce meslektaşımın hakkını yediklerini, hareketimizi büyük bir sekteye uğrattıklarını buradan bir kez daha haykırıyorum.
Kıymetli dostlar; Bu yolda sürdürdüğüm mücadelemde toplamda 10 kez mesleğimden atıldım. Bir seferde değil, davaları kazanıp geri dönmeyi hak ettikçe atıldım. Yüksek disiplin kurulunda vermiş olduğum sözlü savunmada, “bu teşkilat bizim, ben bu teşkilata geri döneceğim ancak döndüğümde hiçbiriniz burada olmayacaksınız.” diye tarihe not düştüm.
Bu davalarım sürerken devrin muktedirlerinin emir aldıkları yerden, gazetelere Ergenekoncu Maocu olmakla itham edilen manşetler attırılarak terörist olmakla suçlandım. Kurmuş olduğumuz sendika vasıtasıyla FETÖ ile ilk kurumsal mücadeleyi başlatan kurum, ve o kurumun Genel Başkanı oldum. Yılmadım, yıldırılmadım, gözümü budaktan esirgemeden mücadele ettim.
Tüm bu davalardan aklanmam tam dört yıl sürdü. Bu süreçte çokça yalnızlığı yaşadım. Birçok disiplin cezası aldım. Sürgüne tabi tutuldum. Tüm bu haksızlıkları ve hukuksuzlukları, hukukla yendim, tüm davaları kazanarak mesleğime geri döndüm.
Bu dönüş ile; Emniyet teşkilatında 10 defa atılarak, EN FAZLA İHRAÇ OLUP GERİ DÖNEN KİŞİ oldum.
Bu yaşananlar karşısında; vicdanım rahat ve kaderden alacaklı, ama hep haklı olarak mücadele ettim. Meslekten atıldığımda cüzamlı gibi muamele gördüm. Dostum bildiklerimden dahi, yüz çevirenler gördüm. Ama şerefli davamdan bir adım geri gitmedim. Başaracağım inancını hiç yitirmedim.
Haksızlığa ve zulme karşı karınca misali safımı hep belli ettim ve ateşi söndüremesem bile söndürebilmek için su taşımaya devam ettim.
Meslektaşlarım için hep bir kılavuz olmaya çalıştım.
Hak aramanın güzelliğini gösterdim. Maç angaryasından, ek göstergeye; çalışma saatlerinden, Kamu Denetçiliği Kurumundan karar çıkmasını sağlayarak teşkilatımızın özellikle sivil çalışanlarının başörtüsü özgürlüğünü kazanmasına kadar birçok konuda dava arkadaşlarımla birlikte ilklere imza attım. Arkadaşlarımla birlikte birçok dava açarak çözümlere vesile oldum . Arkadaşlarımın açmış olduğu bazı davlarımızın Aihm’e taşınmasına vesile oldum.
İdarenin şerri altında ezilen meslektaşlarıma hukuk hizmeti verdirttim. Binlerce meslektaşımıza verilen disiplin cezalarının iptal edilmesine vesile oldum. Mesleğine geri dönen yüzlerce meslektaşımızın ve ailesinin hayır duasını aldım.
Yola çıktığımızda; Emniyet Teşkilatı personeli her daim üvey evlat muamelesi gören, insafsız çalışma koşullarında en temel insan hakları kullandırılmayan bir personeldi. Bu haksızlıklar bugün de büyük ölçüde devam etse de polisin insan olduğunu, insanca muamele istediğini herkesin duymasını sağladım.
Anayasaya Mahkemesi üyelerine, raportörlerine polisi ve yaşadığı haksızlıkları anlattım. Özellikle çalışma saatlerimizle ilgili Kamu Denetçiliği Kurumundan ses getiren karar çıkmasını, ayrıca ilk olarak ek göstergemiz 2200 iken, bu ek göstergenin iptali için dava açılmasını ve davanın Anayasa Mahkemesine taşınmasını sağladım. Bu dava karar aşamasında iken verilen 3000 ek göstergenin de iptali için ana muhalefet partisi ile irtibata geçerek, hakkımız olan 3600 ek göstergeyi alabilmek için Anayasa Mahkemesine müracaat edilmesine ön ayak oldum. Sosyal medya aracılığı ile meslektaşlarımıza haklarını aramalarını yoğun bir şekilde tavsiye ettim, bu tavsiyelerimi tutan meslektaşlarımızın taltif haksızlıkları olsun, maç angaryaları konusunda olsun, sürgün tayinleri olsun, haksız ikinci şark tayinleri olsun çok sayıda ve çeşitte haklarını aramalarını sağladım.
En önemlisi de, polise hak aramayı, hakkını savunmayı anlattım.
İdareye, “Polisler birlik olabiliyorlar. Hak aramaya başladılar” dedirttim.
Yağmur nereye yağarsa tarlasını oraya taşıyanların değil, her koşulda dimdik duran, doğrularından şaşmayan, tek başına kalsa dahi hak bildiği yoldan şaşmayanların da kazanacağını gösterdim.
Evet.! Sayın Kamuoyu, Sayın Emniyet Teşkilatı çalışanları, değerli dostlarım, kıymetli dava arkadaşlarım; Haksızlıklara, adam kayırmalara, kanunsuz emirlere ve hukuk dışı yaklaşımlara dur diyebilecek bir teşkilat olabilme mücadelesinde yeni bir sayfa açtığımı sizlere büyük bir gurur ile duyurmaktan memnuniyet duyuyorum.

Birçok darbeye rağmen hepsinden aklanarak ve güçlenerek çıktığım davamdan, Hak bildiğim yolda yürüdüğüm bu yoldan, Emekliliğe ayrıldıktan sonra da vazgeçmedim. Bundan sonra ki hayatımda da hak bildiğim yolda yürümeye devam edeceğim.
Buradan tüm meslektaşlarıma diyorum ki; Meslek hayatımda diklenmeyen ama dimdik duran, hakkından fazlasına göz dikmeyen, ancak hakkından aşağısına da rıza göstermeyen bir anlayışla her türlü zulme ve haksızlığa karşı durarak görevini yapan bir kardeşinizim.
Yine bu güne kadar kendisine yapılan her türlü hukuksuzluğa karşı mücadele etmiş ve her mecrada kazanmış Emniyet-Sen Genel Başkanı ve en önemlisi Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlı, ettiği yemine sadık, şerefli Türk Polisiyim.
Ayrıca emekli olduktan sonra köşesine çekilmeyerek davasını devam ettiren bir arkadaşınız ve meslektaşınız olarak açık yüreklilikle ilan ediyorum ki; Emniyet Teşkilatına ve mensuplarına karşı yapılan tüm hukuksuzluklara karşı mücadeleme POLİSİN SESİ PLATFORMU KURUCUSU VE SÖZCÜSÜ olarak devam edecek ve hukukun üstünlüğünün ispatı olmayı sürdüreceğim.
Şimdiye kadar ki vermiş olduğum mücadele gibi, şimdiden sonra da değişmeyecek, bir köşeye sıkışmayacak; FİRAVUN OLMAYA NİYETLENEN HER GÜCÜN KARŞISINDA BİR MUSA OLMAYA ÇABALAMAYA DEVAM EDECEĞİM.
Benimle birlikte hak arama mücadelesi veren SADIK, CESUR, ASİL DAVA ARKADAŞLARIMA teşekkür ediyorum.
Bu günden sonra Emekli bir Polis Memuru olmak sıfatı haricinde; Dosyası Anayasa Mahkemesinde bekletilen Emniyet-Sen Genel Başkanı olmakla birlikte, Polis Hakları Savunucusu ve Polisin Sesi Platformu Sözcüsü olarak devam edeceğim mücadelemde de yanımda olacaklarına inanıyorum.
Şerefli dava arkadaşlarımla omuz omuza mücadeleye devam edeceğimi kamuoyuna saygılarımla bildiriyor ve HERKESE MERHABA diyorum…

Faruk SEZER
Emekli Polis Memuru
Dosyası AYM’de bekletilen Emniyet-Sen Genel Başkanı
Polis Hakları Savunucusu
Polisin Sesi Platformu Sözcüsü