Faruk SEZER

Emniyet Teşkilatında Mobbing ve Hak Arama Kültürü

Emniyet teşkilatında baskılar, yıldırmalar, çalışma saatlerinin karmaşıklığı ve sonuçlarını analiz etmek istiyorum. 

1- İntiharlar gibi bir çok bilgi Emniyet Genel Müdürlüğü  Personel Daire başkanlığında kayıt altına alınmaktadır. Lakin, bu sayılar kamuoyu ile paylaşılmamaktadır. EGM birkaç  ay önce yaptığı açıklamada polis intiharları ile  ilgili oran vermiştir. Açıklamaya göre  Türkiye’de her 100 bin polisten 20’si 2017 yılında intihar etmiştir. Bu hesaplamaya göre 350 bin civarında personeli bulunan EGM’de, ortalama her yıl 70 polis intihar etmektedir. Bizim verilerimize göre de son 30 yılda Türkiye’de 1300 civarında emniyet mensubu intihar etti. Son yıllarda ise yılda ortalama 50 ila 70 polis intihar etmektedir. Vermiş olduğumuz rakamlar yalnızca emniyet mensuplarından oluşmaktadır.

2- İntiharların ana sebebi çalışma şartlarının zorluğu ve mobbing olarak gözükmektedir. Mobbing diğer deyimle yıldırma teşkilatımızda genellikle amirler tarafından yapılmakta olup, yerel siyasi erk ve nüfuz sahibi kişiler tarafından da sıklıkla yapılmaktadır. Basit bir örnek verecek olursak, hasta olan bir polisin doktordan istirahat raporu alması bile anında tayininin başka bir birime çıkarılabilmesine sebep olabilmektedir. Yine üstlerinin özel işlerini yapmak istemeyen polislere görev yerlerinde zorluklar ve “denetleme” bahanesi altında baskılar yapılmaktadır. Yoğun çalışma şartları altında yeterince bezen polisler birde görev saatleri dışında ek görev adı altında çalışmaya zorlanmaktadır. Ayrıca halk arasında “sen benim kim olduğumu biliyor musun” şeklinde polisleri yaptığı görev nedeniyle tehdit eden siyasi kişiler ile nüfuz sahipleri de bu baskılara tuz biber olmaktadır. Polislerin tayin, soruşturma gibi durumları amirlerinin inisiyatifine bırakılmıştır. Bu da atama yer değiştirme gibi konularda amirlere sınırsız yetki vermekte ve polisleri de psikolojik olarak baskı altına almaktadır. 

3- Polis intiharlarinda herhangi bir kategori yoktur. Henüz göreve yeni başlayan polis intihar edebilirken 20 yıllık polis de intihar edebilmektedir. Çünkü çalışma şartlarının zorluğu ve mobbing Emniyet teşkilatının tamamını olumsuz etkilemektedir. 

4- Ülkemizde şu an da polis ölümlerinde birinci sırayı İntiharlar almaktadır. İkinci sırada ise çalışma şartları ve mobbinglerden kaynaklı olarak kalp, şeker ve tansiyon hastalığı gibi sebeplerin tetiklenmesi sonucu polisler ölmektedir. Ayrıca, kalp, şeker, tansiyon gibi kronik rahatsızlıklar polisler arasında çok yüksek seviyededir. İntihar eden polislere herhangi bir tazminat ödenmemektedir. Ayrıca onurları kırılarak intihara sürüklenen polislerin amirlerine soruşturma açılmamaktadır. Açılan soruşturmalar da dostlar alışverişte görsün tarzıyla açılmakta ve üstü örtülmektedir. Bu konuda en güncel örnek geçtiğimiz yıl İzmir’in Çeşme ilçesinde Komiser Yardımcısı tarafından güneş gözlüğünü çaldığı suçlamasıyla evinde arama yapılan 21 yıllık Polis Memurunun intihar etmiş olmasıdır. Gözlüğün ise Komiser Yardımcısı tarafından polis merkezinde unutulduğu ortaya çıkmıştır. Emniyet Genel Müdürlüğü bu olay sonucunda meslektaşına iftira atan o Komiser Yardımcısına herhangi bir ceza vermemiştir. 

5- Polisler de diğer devlet memurları gibi 657 sayılı Devlet memurları kanununa tabiidir. Bu Kanuna göre bir devlet memuru haftada en fazla 40 saat çalıştırılabilir. Bir polis memurunun haftada 40 saat çalışabilmesi için 8/24 ya da 12/36 vardiyalı çalışma sistemine geçmesi gerekmektedir. Fakat polisler Genel itibariyle  12/12, 12/24 ya da çakma 12/36 tabir edilen sisteme göre çalışmaktadır. Bu saatlere ek görevler dahil değildir. Bazı durumlarda polis haftalarca evine gitmeden, kaldırım üzerinde uyuyarak çalışmıştır. Örneğin Gezi Parkı ve 6-7 Ekim olayları ve 15 Temmuz darbe girişimi  sonrası polislerin günlerce evine gidemediği olmuştur. 

Bu zor şartlarda çalışan polislerin verimli çalışabilmesi imkansızdır. 

6- Emniyet-Sen bir ihtiyaç üzerine kurulmuştur. Bu ihtiyaç nedir derseniz.  En temel hak olan örgütlenme hakkıdır.

Lakin, örgütlü toplumun ya da kurum çalışanlarının istenildiği gibi yönetilemeyeceği düşünülerek o tarihlerde Emniyet-Sen kurucularına ve üyelerine çok büyük baskılar kurulmuş, ben ve bir çok arkadaşım meslekten defalarca ihraç edilmiştir. Sonucunda da siyasi bir kararla kazandığımız mahkeme kararı Yargıtayca bozulmuş ve sendikamız kapatılmıştır. Sendika yönetimi olarak konuyu Anayasa Mahkemesine taşımış bulunmaktayız. Anayasa Mahkemesinin evrensel hukuka uygun karar vererek Emniyet-Sen kapatma davasını ret edeceğini ve sendikanın varlığını kabul edeceğini ümit ediyorum. Bu karar polise verilecek en büyük müjde olur.

Ülkemizde Sendikalaşamayan Polislerin ne yazık ki menfaatlerini koruyacak bir organizasyon bulunmamaktadır. 

7- Başta Emniyet teşkilatı mensupları olmak üzere ülkemiz çalışanlarının insanca çalışabilmesi/yaşayabilmesi için birlikte hareket edebilme ve bireysel de olsa haklarını arama kültürüne sahip olmaları gerekmektedir. 

8- Bütün mücadelemiz bunun içindir. 

Saygılarımla…

Faruk Sezer

Emniyet-Sen Genel Başkanı

Polisin Sesi Platformu Sözcüsü

Similar Posts

3 Comments

  1. Eksik olmayın Faruk bey; İsmi sendika olsun yada olmasın polisin haklarını savunacak tüm teşkilat mensuplarına hitap eden, başları sıkıştığında yardıma koşacak bir oluşum içi var gücümüzle çalışmaya devam etmeliyiz.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir