MAZLUMA YUNUS, ZALİME YAVUZ!
Mazluma Yunus, Zalime Yavuz!
Son yıllarda artan şiddet sarmalı kadın, çocuk, polis, asker, temiz vatandaş dinlemeden herkesi olumsuz şekilde etkilemektedir. Hatta kedi-köpek gibi canlılar bile insanlıktan çıkmış mahlûkatların şiddetine maruz kalmaktadır.
Türk devlet geleneğinde geçmişten günümüze kadar slogan haline gelmiş olan “Mazluma Yunus, Zalime Yavuz” olan kanunlar yerini “Mazlumu ez ve serbest kal” felsefesine dönmüş durumdadır. Bir gün, iki kadın bir cani tarafından vahşice öldürülüyor, başka bir gün de gencecik bir kadın polis, 26 suç kaydı bulunan ve cezaevinde olması gereken bir şahıs tarafından sokak ortasında şehit ediliyor. Sokaklarda uyuşturucu yaşı giderek düşerken çeteleşme ve organize kötülük giderek yayılıyor. Devlet aygıtı güçsüzü ve suçsuzu koruma konusunda sınıfta kalıyor.
Kolluk kuvvetlerinin olaylara müdahale ederken kendisini güvende hissetmemesi ve sonrasında yargılanacağı konusunda olumsuz düşünceye kapılması suç ve suçlu ile mücadelede aksamaya sebebiyet vermektedir. Kolluk kuvvetlerinin kendini güvende hissedeceği kanuni düzenlemeler yapılarak suç ve suçlu ile mücadelede sert tedbirler alınmalıdır. Af ve adli kontrol şartları gibi suçluyu teşvik eden düzenlemelerden bir an önce vazgeçilmeli ve suçların ceza karşılığı artırılmalıdır.
Nasıl ki eski Türk devletlerinde bozkırda bir kadın yalnız başına dolaşabilme güvencesini kendisinde hissediyorsa Türkiye Cumhuriyet’inde de kadın, çocuk ya da yetişkin demeden her Türk vatandaşının huzur içinde yaşayacağı bir ortamı hazırlamak devlet görevlilerinin ve TBMM’nin en önemli görevidir. Unutmayalım ki huzur ve güvenliğin olmadığı toplumlarda gelişmek ve ilerlemek mümkün değildir.
Son söz olarak “YA DEVLET BAŞA, YA KUZGUN LEŞE” diyerek yazımızı sonlandırıyoruz.