Esenyurt’ta 2 kişinin hayatını kaybettiği tekel bayii cinayeti davasına devam edildi
Esenyurt’ta 2 kişinin hayatını kaybettiği tekel bayii cinayeti davasına devam edildi. Davada tutuksuz sanıkların adli kontrol şartları kaldırılırken, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmedildi.
Esenyurt’ta geçtiğimiz temmuz ayında Yunus Emre Erzen ve Batuhan Bayındır’ın hayatını kaybettiği tekel bayii cinayetine ilişkin 3’ü tutuklu 10 sanığın yargılanmasına devam edildi. Bakırköy 2. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada tutuksuz sanıklar Adem Kılıç, Ercan Topçu ve Hüsamettin Ahmetoğlu ve müşteki Cantürk Erzen hazır bulunurken, tutuklu sanıklar Tarık Özer, Murat, Azat ve Servet Özer ise SEGBİS sistemi ile hazır edildi. Duruşmaya taraf avukatları ile müştekiler de katıldı.
“Şikayetim devam ediyor”
Duruşmada olay gerçekleşmeden yaklaşık 15 dakika önce oğlu ile görüştüğünü belirten müşteki Cantürk Erzen, “Oğlumla görüşmemin tek sebebi banka kartı borcunu ödemesini söylediğim halde ödememiş olmasıydı. Bu konuyu konuşmak için onu aradığımda parasının olmadığını söyledi. Ben de ona ’Kasadaki parayı biriktir, ben gelip halledeceğim’ dedim. Biz birbirimizi tanıyan insanlardık. İş yerine gittiklerinde kamera görüntülerim görünüyor. Görüntüleri izleyenler olayın nasıl olduğunu görmüşlerdir. Şikayetim devam ediyor” ifadelerini kullandı.
“Benim amca çocuklarım benim için neden adam vursun”
Tutuklu sanık Servet Özer ise, savunmasında HTS kayıtlarının incelenmesini istediğini belirterek, “Bu olaydan 10-15 gün önce sanık olan amca çocuklarımla hiçbir görüşmem olmadı. Benim Cantürk Erzen ve ailesi ile hiçbir husumetim yoktur. Benim amca çocuklarım benim için neden adam vursun? Cantürk bile geçen celse böyle bir olay olacağını tahmin etmediğini söyledi. Ben nasıl tahmin edeyim. Ben suçsuzum. Bende herhangi bir silah yoktu. 10 aydır tutukluyum, tahliyemi talep ediyorum” şeklinde konuştu.
“Oğlum ‘baba’ diye bağırınca şahsın alkollü olduğunu düşünüp oğlumu vurdu sandım”
Tutuklu sanık Tarık Özer de istemeyerek olaya dahil olduğunu ve pişman olduğunu söyleyerek, “Yunus Emre bana amca diye hitap ediyordu. Ben kendisini çok seviyordum. Yunus Emre’nin öldüğünü duyunca çok üzüldüm. Amacım Yunus Emre’yi öldürmek değildi. Oğlum ölmüş gibi hissettim. Yunus Emre silah çıkardı. Yanında oğlum ve kardeşim vardı. Kardeşime sıkmaya başladı. Oğlum ‘baba’ diye bağırınca şahsın alkollü olduğunu düşünüp oğlumu vurdu sandım. Sadece kendisini engellemek için bacaklarına doğru ateş ettim. Böyle bir olay olduğu için üzgün ve pişmanım” dedi.
Duruşmada beyanda bulunan müşteki avukatı Kerim Bahadır Şeker ise, “Olayda herhangi bir meşru müdafaa söz konusu değildir. Meşru müdafaanın koşulları arasında saldırı olmalı, savunma olmalı, orantılılık olmalı ve araçların eşitliği olmalı. Bu olayda bunların hiçbiri yoktur. Haksız tahrik de söz konusu değildir. Sanıkların pasaportu aracın içerisinden çıkmıştır. Bu kaçacaklarını göstermektedir. Meydana gelen olayda sanıklar lehine takdiri indirim nedenlerinin de uygulanmaması suretiyle en ağır şekilde cezalandırılmalarını istiyoruz” diye konuştu.
Mahkeme sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmetti
Duruşmada ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, haklarında adli kontrol tedbiri bulunan tutuksuz sanıkların imza şeklindeki adli kontrol tedbirlerinin kaldırılmasına, yurt dışı çıkış yasağı tedbirinin devam etmesine karar verdi. Ayrıca heyet, tutuklu sanıkların tutukluluk halinin devamına hükmederek, duruşmayı erteledi.
İddianameden
Bakırköy Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, 28 Temmuz günü gece saat 23.20 sıralarında Esenyurt Güzelyurt Mahallesi Mehmet Akif Ersoy Caddesi’nde Baray Tekel-Gold Park Şarküteri isimli iş yerinde meydana gelen olay anlatıldı. İddianamede, taraflar arasında meydana gelen tartışma ve silahla ateş edilmesi sonucu Yunus Emre Erzen’in 8 adet kurşunla yaralanarak hayatını kaybettiği, Batuhan Bayındır’ın ise 2 el ateş edilmesi sonucu yaralanarak öldüğü anlatıldı. İddianamede müşteki Yusuf Erzen ve şüpheli Murat Özer’in de çeşitli yerlerinden yaralandıkları belirtildi. İddianamede şüpheliler Tarık, Murat, Azat, ve Servet Özer’in ‘tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürme’, ‘kasten öldürme’, ‘tasarlayarak kan gütme saikiyle kasten öldürmeye teşebbüs’ ve 6136 Sayılı Kanun’a muhalefet suçlarından 1 kez ağırlaştırılmış müebbet, 1 kez müebbet ve 16 yıl 6 aydan 31 yıl 9 aya kadar hapisle cezalandırılmaları talep edildi. Diğer 5 şüphelinin ise değişen oranlarda hapisle cezalandırılması talep edildi.